İnsanlar Değişkendir
Arkamdan göründüğüm gibi değilim her zaman , iki yüzlüyüm evet .Kişiliğim sadece dıştan sınırlı değil ..beni böyle algılayanlar her zaman kaybedenler olacak..Değişenliğini koruyanın sadece zaman kavramı olmadığını anladım.Zaman ilerledikçe insanı , insanın kişiliğini ve içindeki duyguları yok edip içine ya ondan iyi veya ondan beter duygular yüklüyor her ‘’zaman’’..
Keşfettim ve çok şey öğrendim şimdiye denk. Sadece zamanın akıp gitmesiyle insanın büyümediğini anladım..İnsanı büyüten temel madde zamanın içindeki saklı yaşantı biçimi.
İnsanları dinlemeyi ve sorunlarına çare bulmayı çok severim ..Bu bende olan bir hastalık ,birini dinleyip ona destek olmalıyım. Eğer sorununu halledemiyorsa kendimi onun yerine koymalıyım.
İnsanları dinledikçe..dinledikçe onların ortak sorunlarını keşfettim. Önceleri yazıları bırakın , şiir veya 2 satır bir şeyi okumak hoşuma dair gitmezdi bu işe 12 yaşında benden oldukça büyük olan birisini o gunlerde ,dinleyince başladım..etkilenmiştim doğrusu ..
‘’Bugun benim doğum günüm 24 . yaşıma girdiğime inanamıyorum. Yıllar gerçektende çabuk geçiyormuş..İnsan büyüdükçe bir şeylerin heyecanını yitiriyor.Hatta beklide yılların geçtiğini görmek hüzünlendiriyor insanı .Doğrusu ‘’keşke’’lerle dolu bir hayat istemiyorum.Hayatımın hiçbir dakikasında pişman olacağım bir iş yapmak istemiyorum..Gerçeği söylemek gerekirse kulluk zor bir vazife.Tabii önemli olan zoru başarabilmek.Ama bazen insan hayat karşısında ne yapacağını , ne düşüneceğini şaşırıyor.En azından ben öyleyim.Öyle ki , içimde fırtınalar kopuyor ama anlatabilmem imkansız.Ben bile kendimi anlamıyorum hele bu günlerde.Sebebi nedir bilmiyorum ama şu sözleri söylerken bile zor nefes alıyorum ..’’
Hayatımda o günlerde insanlar neden böyle ? Neden değişirler ..Neden dün mutluyken bugun üzgünler ? Gibi bir çok soru takılırdı..Bu adamı dinleyince insanların beklentilerinin karşılanmamamsı üzerinde bu kadar değiştiğini algıladım..Zaman beklentileri önümüze sunmazdı ..sunabilirdi ama herkeze eşit şartlarda değil doğrusu ..Bu zamandan faydalanmayanlar dipsiz bir kuyuya düşüp orada günler içinde hayatın ne mal olduğunu öğrenebilirlerdi. Ben böyle insanlara ‘’ermiş’’ yani kısacası hayatın sonuna ermişler diyordum. Bu topluluk hayatın getirilerinden daha çok götürürlerini hesaplarlardı ve tamamen hayattan bıkmışlık söz konusuydu .Diğer grup ise bir olumlu ,bir olumsuz düşünme tarzına sahipti . İnsanları kendimçe ikiye ayırdım. Herkez insan değil ..eşit değil..nasılsa dünyada’’ zenginler –fakirler’’ , ‘’Çalışkanlar- Tembeller’’, ‘’Yakışıklılar-çirkinler’’ kavramları olduğundan benim dünyamdada böylesine bir kavram hakimdi. İnsanlar anlatıkça ben ‘’Sadece bırak ,hayatın önüne sunduklarını ye ve masadan kalk! ‘’ Aksi taktirde masada saatlerce oturup kalırsın . Ne yani kaderimize mi mahkum kalalım? Biliyorum ..fakat çabalasanızda değişen şey ne olacak biriniz söylese ya?
Hepiniz yeri geldiğinde belirli duygular yaşayacaksınız ve bundan da kaçamazsınız..Bugün mutlu iseniz yarın hüngür hüngür ağlamaya hazırlanın derim ..